Takvimde değişen sayılar, zamanın eskisi ve yenisi insana huzur, bereket, sağlık getirmez. Elimizde olmayan olaylar da yaşarız ama çoğunlukla insan çabasına, verdiği kararlara, seçimlere göre yaşar. Bazen huzurlu, bazen de hüzünlü günler geçireceğiz yine bu yılda. Ama unutmayalım ki; her hal bir sonrakine bırakır yerini, devran dönmeye devam eder.
Bir gün yaşlanıp geriye doğru baktığımızda "bu hayatı gerçekten yaşadım" diyebilmeli insan. Her şeye rağmen iyi bir insan oldum, hep çabaladım, dürüst, sakin, inandığım gibi bir hayat yaşadım diye hissetmeli.
Yaşadıklarımızı, geçmişimizi, insanları ve dünyayı değiştiremeyiz; ancak onlara daha farklı anlamlar yüklemeyi, deneyebiliriz. Nefes aldığımız her an yeni bir başlangıç için fırsattır aslında. Kırgınlıklar zamanında onarılınca, vefâ vaktinde bilinince, söylenmesi gerekenler yerinde söylenince anlamlı.
Psikiyatrist yazar, Kemal Sayar’ın şu sözleri yeni yıla bir öğüt olsun. “Sana sürekli koşmanı söylüyorlar. Yarışmanı, birilerini arkada bırakmanı, ipi önce göğüslemeni bekliyorlar. Hep daha hızlı koşmanı istiyorlar. Bense sadece annenin çocukluğunda söylediği bir sözü hatırlayacağım. Koşma, düşersin!” Yaşam çokları sevmez, abartmayın. Sakin olun, başta kendinizi abartmayın, statünüzü, toplumsal normları, ilişkileri, evliliği, mesleğinizi abartmayın. Onların yerine; bilgiyi abartın, nezaketi, zarafeti, kitap kokusunu, şiiri abartın, özgürlüğü, derinliği ve sadeliği abartın..
Dönüp duran bir çark, akıp giden bir zaman. Yine, yeniden bir sabah; Günaydın yaşamak… Nazım Hikmet