Geçtiğimiz Çarşamba günü, yani 20 Kasım’da tüm dünyada “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlandı. Dünya Çocuk Günü; çocukların daha güzel bir dünyada yaşamalarını, milletlerin barış içinde varlığını devam ettirmesini amaç edinmiştir. Bu amaç doğrultusunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, daha mutlu ve başarılı çocuklar için Çocuk Hakları Bildirisi’ni yayımlamıştır. Maddelerin her biri çocukları korumak için yazılmıştır yazılmasına da, tüm dünyada ki kaç çocuk belirtilen şartlarda hayatlarını idame ettiriyor acaba? Çocukların yetişkinlerden daha farklı ihtiyaçlara ve haklara sahip olması gereğinden yola çıkan BM, bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 madde den oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır.
Amaç güzel ve yerinde olsa da; milyonlarca çocuk yoksulluk kıskacında, güvenli ve sağlıklı koşullardan mahrum durumda ve binlerce çocuk katliam gibi öldürülürken; bunu yapanlara dur demeyen Birleşmiş Milletlerin ne kadar boş bir kurum olduğu gün gibi ortaya çıkmış oluyor böylelikle. Çünkü bizim ülkemizde dahil, bunu yapanlara neden dur denmiyor? Bütün güzellemeleri bir kenara bırakalım, memleketimizden çocuk manzaralarına Türkiye' nin de imza attığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinden bakalım birde. Narin'in, Sıla'nın, yeni doğan Çetesi'nin elinde işkenceler içinde öldürülen bebeklerin, beşkardeş beraber evde yanan çocukların, adını sayamadığımız istismara uğrayan, kaçırılan, öldürülen; küçücük yaşında eğitim hakkı elinde alınıp çalışmak zorunda bıraktırılan, yatağa aç girip bütün gün dilendirilen çocuklar varken hangi günden ve sözleşmeden bahsedebiliriz ki? Çocukların öldürüldüğü, istismara uğradığı, yoksulluğun derinleştiği, çocuk işçiliğinin ve sömürüsünün devlet politikalarıyla desteklendiği ve çocukların ayrımcılığa maruz kaldığı bu dönemde “tüm çocukların üstün yararına bir hayat için” her zaman olduğu gibi mücadele etmeye devam edeceğiz hep birlikte. Onlara adil, sevgi dolu ve güvenli bir dünya sunmak, hepimizin sorumluluğudur.
İlçemizde de bu anlamlı günün önemini vurgulamak üzere; Vize Anaokulu’nu, Belediye Başkanımız Ercan Özalp ağırladı. Bende bu güzel etkinlik için; okul müdürü Emre Bayram’ı, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Çünkü bir çocuğun masum kalbine girebilmek çok önemli ve özeldir. Her çocuk sevgiyle büyümeyi, güvende olmayı ve hayallerine ulaşmayı hak eder. Çocuklar gülerse, dünya daha güzel bir yer olur! Çocuklar, toplumların en savunmasız ama en umut dolu bireyleridir.
“Dünyaya bir kere bakarız, o da çocuklukta. Gerisi hafıza" demiş, Louise Glück. Bir çocuğun mutluluğundan, gülüşünden daha önemli ne olabilir ki? Tüm çocukların, eşit şartlarda yaşadığı, adil bir dünya dileğiyle.