Böyle havalarda, dışarıda daha az vakit geçirip, daha az sosyalleşiriz ve uzayan gecelerle birlikte içimize doğru daha çok derinleşiriz.
Çevrenizde ki ağaçlara dikkat ettiniz mi? Sarı yapraklarının çoğu döküldü, kalan birkaç tanesi de hızla toprağa karışacak. Ağaç ile insan arasında hem var oluş, hem de yaşam mücadelesi bakımından benzerlikleri vardır bana göre.
İnsanlar da ağaçlara benzer aslında; kökleri vardır geçmişe doğru uzanan, dalları vardır geleceği kucaklayan.
Ağacın gövdesi endişelerden, dalları korkulardan, yaprakları da düşünceden oluşur aynı zamanda. Korkular ve endişeler bir ağaç kurdu gibi yer bitirir insanı. Ne yazık ki herkesin endişesi çeşit çeşittir bu hayatta, herkesin korkusu çeşit çeşit. . Kimi geçim endişesine kapılır, yoksulluktan korkar. Kiminin endişesi kaybetmektir, zor bulduklarını. Kimi cesaret edemez yeniliklere, yeni biri olmaktan yeniden doğmaktan korkar. Birçoğumuz korktuklarımızla sınanır, endişe ettiğimiz ne varsa tamda içine düşeriz. . İnsan dertlerle, zorluklarla, fırtınalarla mücadele ederek yaşama karşı bağışıklık kazanır ve her koşulda anlamlı bir uğraşa tutunarak yaşama kök salar. Fırtına çıkar, ağaçların dalları kırılır, bazı yaşlı ağaçlar devrilir, ama toprağa tohumlar da saçılır. Dünya fırtınalarla yenilenir. Hepimiz her ağaç gibi önce büyür sonra çiçek açar, ardından meyveye durur, son olarak da gölgemiz kalır.
Ağaçlar; en az düzeyde ihtiyaçlarını karşılasalar bile, yapabileceklerinin en iyisini yaparlar. Şikâyet etmeden, ellerindeki imkânlar ne ise o imkânlarla yapabilecekleri en iyi gelişimi yaparlar. Bu özelliklerinden dolayı, toprağın neredeyse hiç olmadığı sarp kayaların üzerinde bile dimdik büyüyebilmiş ağaçlar görürüz. Ellerindeki imkânları azımsayıp sürekli şikâyet eden insanlar için gerçekten güzel bir öğüttür bu ağaçlar. Çam ağacının kökleri gibi, her insanın bu sıkıntılara karşı kendisini ayakta tutacak bir yeteneği mutlaka vardır. Bu yeteneğini keşfeden, içinde bulunduğu zorluklara direnç göstermekle kalmaz, sonraki süreçte yaşayacağı sıkıntılara karşı daha güçlü olur.
Yaşımız ilerleyince de; çevremizde tutunacak bir aramayı bırakırız. Çünkü artık ağacın kendisi olduğumuzu anlarız. Fırtınaya karşı koyan ağacın köküdür. Bu yüzden insan için derinleşmek, yükselmekten önce gelir; dışınızı değil, içinizi büyütün…
...“Adam ağaca tekrar baktı, aslında odun olan bu ağaç değil, benmişim meğer” diye geçirdi içinden… İçinden çıkamadığınız sorunlarla karşılaştığınızda ağaçlara bakın, onlar size yol gösterecektir… Selam olsun yeryüzünün bütün canlılarına, hayata, bizi ayakta tutan sevince, umuda, dirence ve insan olan insana...