Ülke olarak, dünya olarak yıla damgasını vuran olaylar malumunuz da, kişisel hayatınız da neler oldu? 2024 yılına bir isim koyacak olsaydınız, adı ne olurdu? Birçoğumuz günlerimizin tekdüzeliğinden şikâyet ederiz, hep aynı şeyleri yaşamaktan
Sabah kalk, kahvaltı yap, çalış, ev işlerini hallet, akşam yemeği ye, banyo yap, uyu, uyan ve tekrar…
Belki de büyük bir çoğunluğumuz için geçen yılın adı; tekrar, tekdüze, rutin olurdu sanırım. Ama hiç durup düşünür müyüz, bu tutarlılıkta ne kadar huzur olduğunu? Büyük felaketler ya da kötü sürprizlerin olmamasının ne kadar kıymetli olduğunu? Acımasız ve karmaşık bu dünya da, hayatımızın huzuruna sahipsek kendimizi şanslı sayabilirken, biz yine gidip sahip olamadıklarımıza hayıflanırız. Şükredecek onlarca sebebimiz varken, gerçekleşmemiş hayallerimizin arasına sıkışıp kalırız. İnsanoğlu illa ki şikâyet edecek bir şey bulur, olmayana dertlenir nedense. Adına aç gözlülük mü deriz, bencillik mi, mutsuzluk mu? Yeni yıla hepimiz çeşit çeşit umutlarla başlarız, ama daha ilk ayı geçirmeden hepsi unutulur gider. Diyet yapmaya karar veririz, spora başlamaya, sigarayı bırakmaya, kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmaya, para biriktirmeye ve daha birçok şeye karar verir ama nedense bin bir umutla ve istekle girdiğimiz yeni yıla, çok geçmeden alışkanlıklarımızı sürdürerek devam ederiz. Hep daha iyisini, daha doğrusunu, daha uygununu, daha güzelini, daha isabetlisini, daha mükemmelini aramak insanı hayattan geri bırakır çoğu zaman. Seçim yapmak giderek zorlaşır. Bir yerde durmayı, bir seçenekte karar kılmayı ve nasibine rıza göstererek yola devam etmeyi öğrenmeli insan. Öyle beylik laflara, tutamayacağımız sözlere gerek yok; umut etmek, hayal kurmak güzelde bazen akışa bırakmak da en hayırlısıdır. Çünkü insanı eksilten, kaybedişleri değil; zannedişleriymiş.
Bazılarımız içinse; hayatta karşılaştığı sorunlar ve olumsuzluklar öyle yormuştur ki, artık içinde ne yeni bir heyecan, nede bir umut vardır. An gelir; aklının kararına uyamazsın, zaman ayraçtır tutturamazsın, baharsız kışlarda kalırsın. Kime sarılsan, kime sığınsan üşürsün işte; en sevdiklerin en derin yaraları açınca. Ömrünü geçirmek için, günleri öylesine yaşar gidersin… Sevdiklerimizin yokluğu veya yaşattıkları acılar, sağlık problemleri, maddi yokluklar ve daha bir sürü neden hayata bakışımızı olumsuz etkiler. Belki sevgilimizledir imtihanımız, unutamasak da gönlümüzde ki yerine verecek isim bulamayız. Şair, Rıza Polat Akkoyunlu’nun şiirindeki gibi adını telaffuz edemez de, “Unutamazsın, nokta nokta unutamazsın! Çünkü; unutmak için, önce unutulmak gerek.. Oysa ki sen, hala bende esen, eski kavak yelisin....” dersin adını nokta nokta koyduğun sevgiliye.
Ve Nazım Hikmet Ran’ın dizeleriyle, adını güzel koyacağınız yarınlar diliyorum…
"Daha son sözü söylemedi hayat! Belki yarınlar, mutlu sonlar var. Yeniden başlamak yorar insanı; ama sonunda kavuşmak, mutlu olmak var" ...